MAKALELER
=> Daha kayıt olmadın mı?

BÜTÜN ÖĞRETMENLER BURAYA

MAKALELER - KAVAK KÖYLERİNİN TARİHİ

Burdasın:
MAKALELER => Örnek forum => KAVAK KÖYLERİNİN TARİHİ

<-Geri

 1 

Devam->


historianturkİ (Ziyaretçi)
01.08.2012 11:52 (UTC)[alıntı yap]

KAVAK VE KÖYLERİNİN TARİHSEL GEÇMİŞİ*


Osmanlı’da bir bölgenin coğrafi, demografik ve ekonomik yapısının belirlenmesinde hiç kuşkusuz ‘’Tahrir Defterleri büyük öneme sahiptir. Kavak ilçesinin ve köylerinin geçmişi incelendiğinde Tarih öncesi döneme kadar uzanmaktadır. Biz Burada Osmanlı’nın ilk dönemlerinden günümüze kadar kavak ve köylerindeki yerleşim üzerinde durduk.

Osmanlı Devleti’nin 1576 ve 1642 tarihli belgeler ışığında Canik sancağına bağlı önemli Kazalar ve bu Kazalara bağlı köy sayıları hane sayılarıyla birlikte aşağıdaki tabloda görülmektedir. Bu doğrultuda XVII. YY öncesi ve XVII Y.Y.dan günümüze kadarki süreçte Kavak ilçesi ve Köylerinin coğrafi, demografik ve etnik unsurlarının günümüze yansımalarını daha sağlıklı inceleyebilir.


1485.1520.1576.1642 yılları tahrir kayıtlarında Kavak kazasında 46 adet boy, oymak ve cemaat adlarına dayanan yer adları vardır. Osmanlı’nın birçok kazasında böyle bir durum ender görülür. Oğuz boylarına ait 3 yer adı vardır. Bunlar Kayı, Bayındır ve Çaruklu köyleridir. 1642 yılı avarız defterlerinde ise bu boy, oymak ve cemaat adlarına dayalı köylerde artış görülmektedir. Yer adlarına bakıldığında Selçuklu döneminde ve Osmanlı’nın bölgeye sahip olduğu ilk yıllarda Kavak kazasına göçlerin çoğunlukla güney/kuzey doğrultulu bir yönde yer alması dikkat çekicidir. Nitekim Kavak kazasındaki yer adlarında çoğunluk Dulkadir Türkmenleri’ne bağlı Türkmen cemaatlerinde görülmektedir. Ayrıca Kavak kazasında; Bozulus, Yeni İl, Tarsus Türkmenleri’nin varlığı da hala devam etmektedir.(M.Köseoğlu)





Kavak 15. yüzyılda Canik Sancağının 7 kazasından biriydi (Öz, 1999: 25). Bir defterde ‘”Nefs-i Şehr-i Kavak” diğerinde de “Nefs-i Kavak” olarak tanımlanır. 16. yüzyılda Celali isyanlarının sonucu yolların tehlikeli olması, savunması kolay ve ulaşılması zor olan mevkileri, yerleşmeler için cazip kılmıştır. Nitekim Kavak’ta önemli bir iskân yeri 16. yüzyılda Canik sancakbeyinin oturduğu Karantu köyüdür. Tahrir defterlerinde “cemaat” olarak geçen Karantu ile diğer cemaatlerin tek ünite halinde “Saraycık” köyünü oluşturur. Sancakbeyinin ikametgâhı 1576 yılı mühime kaydında mevcuttur. (Öz, 1999: 35)

1642 yılında yapılan tahrir verilerinin bulunduğu defterlerden “Canik Livası Reaya Defteri” 142 sayfadan oluşup bunun 76-97 sayfalar arası Kavak kazasına ayrılmıştır. Tahrir 1642 Nisan-Mayıs aylarında yapılmıştır. Bölgedeki köy sayısının 1576 tarihli tahrir defteriyle birkaç değişme haricinde aynı olduğu, fakat 1576’da yazılan bazı köylerin bu defa görülmemesine karşılık yeni köylerin ortaya çıktığı da görülür.
Bu Celali isyanları sonucu bazı yerleşim yerlerinin ortadan kalkması veya yer adlarının değişiminden kaynaklanabilir. Kavak Kazasında 1520’de nüfus, 876 hane iken 1642’de 818 hanedir. (Öz. 2006:195-202)

Bu değişimden de anlaşılacağı üzere yukarıdaki tablo verilerine de bakarak hane sayısında bir azalma olduğu görülmüştür. Buna bağlı olarak ta köy sayılarında ve adlarının da değişmesi doğaldır.



A.Kavak Kazası Yer Adları/ 15.Yüzyıldan 17.Yüzyıla Kadar:
15. yüzyılda Canik Sancağına bağlı Kavak kazasında 1485 yılı tahrir kayıtlarında; 1 kaza merkezi, 36 köy ve 5 mezra olmak üzere 42 yerleşim yeri vardır.
16. yüzyılda; 1520 tahrir kayıtlarında; 1 kaza merkezi, 35 köy, 5 mezra toplam 41 yerleşim yeri bulunmaktadır. 1530 muhasebe kayıtlarında 1 kaza merkezi, 37 köy, 7 mezra olarak toplam 45 yerleşim yerini tespit ediyoruz. 1576 tahrir kayıtlarında ise; 1 kaza merkezi 35 köy, 7 mezra olmak üzere toplam 43 yerleşim yeri olduğunu belirtebiliriz (Öz, 1999:207-20.
17.yüzyılda ise; 1 kaza merkezi, 54 köy, 14 mezra olmak üzere 69 yerleşim yeri bulunmaktadır (Öz, 2008: 239).

Kavak Kazası Yer Adları Dağılımı (15. Yüzyıldan 17. Yüzyıla kadar)
I- Çevre İle İlgili Adlar: Kendi kültür çevrelerinden uzakta bir tabiatla karşılaşan insanlar ister istemez bu yeni doğal çevrenin etkisi altında kalıp onu tanımlamak için yeni çevrenin fizikî şartlarına uygun yer isimleri seçerler. Kavak kazasında çevreyle ilgili 17 yer adı vardır.
A-Coğrafya Adları: Yeryüzü şekilleri ve su kaynaklarının tasvirlerini yansıtan yer adları bu gruba girer.
Bu grupta 16 yer adı bulunur


Bu tablodaki Başalan, Bilalan, Çivril, Depecük, Kayırdoğan, Kıran, Sarpak; adları engebeli, yamaç, taşlı veya rakımı yüksek arazilerde; Çukuralan-ı Kebir, Çukuralan-ı Sagir, Çukurbük, Teknecik çukurumsu, vadi tabanları veya düze yakın arazilerde; Ulamaca, ağaçlık ve orman arazilerde; Dere (2 yerleşim), Galaba, Ilıca ise su kaynaklarının bol olduğu yerleşim alanlarında kuruludur.
B- İklime Dayalı Adlar: Kavak kazasında iklime dayalı yer adı bulunmamaktadır.
C- Maden ve Taş Adları: Kayalık, taşlık arazilerde, madenlerin bulunduğu alanlar; fizikî şartlar dikkate alınarak verilmiştir. Burada böyle bir yer adı yoktur.
D- Renklerle İlgili Adlar: Kavak kazasında bu sınıflamada Sarualan adında bir köy vardır.
E-Yönlerle İlgili Adlar: Kavak kazasında Kuzalan adında bir yer adı bulunur.
F- Eski Uygarlık Kalıntılarıyla İlgili Adlar: Bergos, Bistad, Minos, eski uygarlık kalıntıları üzerinde ve yakınında kurulan bir yerdir.
G-Bitkilerle İlgili Yer Adları: Ağaç, meyve, sebze, tahıl ve bitki yapısını oluşturan parçalarla ilgili adlara dayanan yer adları bu gruba girer. Kavak kazası, Alaçam, Ayvadalu, Çayırlı, Çirişli-yi Kebir, Çirişli-yi Sagir, Ketenlik yerleşimleri buna örnektir.
H-Hayvanlarla (Totem) İlgili Yer Adları: Totemik unsurlardan yaşanan coğrafyadaki hayvanlara kadar bazı yerler adını hayvan adlarından alır. Kavak kazasında Koci ve Geyikalan mezraları buna örnektir.
II- İnsan Adından ve Lakaplardan Kaynaklanan Yer Adları: Kavak kazasında kişi adından ismini alan 4 yer vardır. Mezralardan 3’ü kişi adı taşır. Bunlar; Hüseyin bin Yusuf, Hüseyin bin Yusuf, Şahinşah; köylerden şahıs adı taşıyan ise Mehmed Bey veled-i Mahmud Beylü, Beğbeslü o köyün aynı zamanda tımar beyidir.
III- Boy-Oymak, Cemaat Adlarına Dayanan Yer Adları : Kavak kazasında 46 adet boy, oymak ve cemaat adlarına dayanan yer adları vardır. Kavak kazasında yer adlarının yarısından fazlasının bu kategoriye girdiğini belirtebiliriz. Osmanlı’nın birçok kazasına göre Türk boy, oymak ve cemaat adlarının yerleşim yerlerine verilmesi açısından dikkat çekicidir. Oğuz boylarına ait 3 yer adı vardır. Bunlar Kayı ve Bayındır ve Çaruklu köyleridir.
Bazı kabile önderlerinin adlarının yerleştikleri köylere verildiğini söyleyebiliriz. Bu yörelerin
Türkleşmesinin Türkmenler tarafından başlatıldığı ve buralardaki yer adlarının bazılarının konar göçerlikle bağlantısını açıkça ortaya koyuyor. Köy adlarının yarısından fazlasının boy-oymak-cemaat adlarına dayanması ve iskan yerlerinin Türkçe adlar taşıması bölgenin Türkleşme boyutlarını gözler önüne sermesi önemlidir. (Öz, 1999: 36)
IV.Dinle İlgili Yer Adları: Dinî içerikte tek yer adı mezra olan Hatib’dir.
V.Meslek ve Tarımsal Faaliyetlere Dayanan Yer Adları: Bu sınıflamaya girecek Kavak kazasında; Koşaca ve Çuhacılı yerleşim yerleri bulunuyor.
VI Eşya Adlarına Dayanan Yer Adları: Tarım aletleri, yiyecek konulan mutfak araçları buna örnek teşkil eder. Bu adlara dayanan bir yer adı Kavak kazasında yoktur.
VII Yerleşme Birimiyle İlgili Olan Yer Adları: Divanbaşlu köyü, Kavak kazasında bu kategoriye giren tek yerdir




*Kavak ilçesindeki eski yerleşke ve mevkilerin bulunmasında bana yardımlarını esirgemeyen Kavak Halk Eğitim Merkezi Müdür Yardımcısı Hayati Atıcı’ya teşekkür ederim.



*1520 yılında Kavak kazasıyla birlikte (Kayırdoğan ma’a Kavak) anılıyordu.** 1530 ve 1576 yılı muhasebe ve tahrir kayıtlarında geçiyor.***1530 muhasebe kayıtlarında geçiyor.****1576 tahrir kayıtlarında geçiyor. *****1530 muhasebe kayıtlarında geçiyor.****** 1530 Muhasebe kayıtlarında geçiyor



*Köy, “karye-i Seyyid Ali Beğlü nam-ı diğer Kayırdoğan” adıyla avarız kayıtlarında geçmektedir. **Köy, “Karye-i Karacalu nam-ı diğer Tozluca” adıyla avarız kayıtlarındadır. ***Köy, “Mezra-a-i Turak nam-ı diğer Burhanlu” adıyla avarız kayıtlarında belirtilmektedir.


B. Kavak Kazası Boy/Oymak/Cemaat Adı Taşıyan Yerleşimler
1.Ahurlu: Osmanlı arşiv belgelerinde “Ahurlu” Türkmen cemaatinden bahsedilir. (Türkay, 2001: 161). Bu Türkmen cemaati; Bozulus Türkmenleri içerisindedir. (Halaçoğlu, 2009: 50)
2.Cemaat-i Ağcakilise: Bazı Müslüman köylerin isimleri, bu köyde olduğu gibi önceki gayrimüslim karakterleri taşımaktadır (Öz, 1999: 36). Bu Türkmen cemaatini kayıtlarda Teke Türkmenleri arasında da görüyoruz (Halaçoğlu, 2009: 65).
3.Artuklu: Köy adını buraya yerleşen, kayıtlarda “Artuklu, Artuklar Yörüğü” diye bilinen Yörük Türkmen cemaatinden alır. (Türkay, 2001:180). Aynı zamanda bu cemaat, Dulkadir Türkmenleri arasında yer almaktadır. (Gündüz, 2005: 31). Maraş Yörükleri taifesi içerisinde Avşar boyunda da bulunmaktadır
(Halaçoğlu, 2009: 154-155).
4.Azıklı: Köy, adını “Azıklı” diye Türkmen yörükân taifesinden alır (Halaçoğlu, 2009: 209).
Dağnıç köyü Yirmenoğlu mahallesinin ilk sakinlerinin Azaklı Köyünden göç ederek Yirmenoğlu mahallesine yerleştirkleri düşünülürse Türkmen Yörükan cemaati içinde yer aldığı görülür.
5.Cemaat-i Başkend: 16.yüzyılda Kavak kazasının en kalabalık köylerinden olan Bistad köyünde Cemaat-i Başkend adında bir topluluk yaşamaktadır (Öz, 1999: 20.
6.Bayındır: Köyün adı, Oğuzlar’ın Bayındır boyundan gelir. Bayındır, Kaşgarlı Mahmud’un boy listesinde 3. Reşideddin ve Yazıcıoğlu’nun listesinde ise Üç-Oklar’ın başında gelir. Divan-ı Lugat-it Türk’de bu boy “Bayundur” şeklinde belirtilir (Kaşgarlı Mahmud, 1998: 56). Doğu lehçelerinde Bayundur şeklinde söylenen bu boy adı, Batı lehçelerinde Bayındıra dönüşmüştür. Bayındırın anlamını Reşideddin; “daima yiyecekle dolu olan yer” olarak nitelendirir. Yazıcıoğlu ise, “yeni hemişe, bay nimetlü ol” diye belirtir (Sümer, 1980: 229-231). Tahrir defterlerinde 52 köy ve ekinliğin bayındır adını taşıdığı görülür. Bunlar Anadolu’nun orta ve batı bölgelerinde bulunuyor. (Sümer, 1980: 316)
7.Beğköyü: Beyköy adının nereden geldiği yönünde emin bir bilgiye sahip değiliz. Bu adla anılan tahrir defterlerinde “Beyköyü Yörükleri Cemaati”ne rastlıyoruz. (Sakin, 2006: 111). Osmanlı arşiv kayıtlarında geçen “Beğ Cemaati” ise Bozulus Türkmenleri, Atçeken Yörükleri ve İçel Yörükleri taifesi arasında bulunup Yıva boyuna mensuptur. (Halaçoğlu, 2009: 300)
8.Beğtimur: Köy; Osmanlı arşiv kayıtlarında “Beğtimurlu, Bektimurlu, Beğtimur” diye anılan Türkmen cemaatinin buraya yerleşmesiyle adını alır (Türkay, 2001: 204). Bu cemaat; Avşar ve Terkemiş Yörükleri, Akkoyunlu yörükleri taifesi içinde Avşar boyuna tabidir. Cemallü kabilesi taifesi olarak da Karkın boyuna mensuptur. (Halaçoğlu, 2009: 315-316).
9.Bektaşlu: Bu Türkmen cemaati, Rişvan aşiretine tabi bir şahinci cemaat olup, şahin yetiştirirlerdi. (Türkay, 2001: 206) 16. yüzyıl tahrir defterlerinde görüldüğü üzere Kavak kazasında şahincilikle uğraşanlar, bu cemaat olabilir (Öz, 1999:20. Halaçoğlu’nun tespitlerine göre; Dulkadirli Türkmenleri, Maraş yörükleri, Günerli taifesi içerisinde Kınık boyuna tabidir. (Halaçoğlu,2009:321-322)
10.Celallü: Celallü cemaati, İç-il Türkmenleri arasında Kusun boyu içerisinde yer alır. (Bilgili, 2001: 196).
Kosun taifesi olarak Avşar boyunda; Yaban Eri taifesi, Dulkadirli Türkmenleri taifesi olarak Beğdili boyunda tabidir. (Halaçoğlu, 2009: 450-451)
11.Çakallı: Köy adını buraya yerleşen, Osmanlı arşiv belgelerinde “Çakal, Çakallı, Çakallar, Çakallu, Çakal
Türkmanı” tabiriyle anılan konar göçer Türkmen cemaatinden alır. (Türkay, 2001: 70). Çakallı cemaatini Yeni İl Türkmenleri (Altınay, 1989: 129, Halaçoğlu, 1997: 3 arasında tespit ediyoruz. Bu Türkmen cemaatini sonuç olarak; Dulkadirli Türkmenleri, Bozulus Türkmenleri, Maraş Yörükleri taifesi olarak Avşar boyuna ve bazı Bozulus Türkmen taifelerinin ise Yıva boyuna mensup olduğunu belirtebiliriz. (Halaçoğlu, 2009: 488-491)
12.Çaruklu: Kaşgarlı Mahmud’un Oğuz boyları listesinde 22. boy “çarukluğ” olarak gösterilir. (Kaşgarlı Mahmud, 1998: 59) Reşideddin’in yazmalarında bu boy “yaparlu” şeklinde geçer. Kaşgarlı Mahmud, Türk boylarının yerlerinden bahsederken Bizans ülkesine yakın olan boylardan sonra boyları doğuya doğru sıralarken Orta Asya’da yaşayan boylar içinde çaruk/çarık boyunu da belirtir. (Sümer, 1999: 8 Faruk 12 Sümer, Çarık, Çaruk, Çarıklı, Çaruklu, Çarıkçı, çarıkçulu adları ile de anılan bu boy, çok geniş bir coğrafî alanda görüldüğünden bahsetse de bu adların Oğuzlar ile ilişkisinde şüphelidir. O yüzden 16. yüzyılda 6 yer adını ortaya koyar. (Sümer, 1999:427)
13.Danışmanalan: Köy adını “Danişmendlü, Danişmendli, Damaklu” adıyla geçen cemaatten alıyor. Danişmendli aşireti dağılarak birçok Türkmen toplulukları meydana getirmişlerdir. (Gündüz,2005:141), (Halaçoğlu, 2009: 582-591)
14.Değirmencili: Köy, adını “Değirmenci, Değirmencili, Değirmencilü” olarak anılan Türkmen cemaatinden alır. (Türkay, 2001:268-269) Ulaş boyu içerisinde de yer alan cemaat (Bilgili, 2001: 241) Yıva boyu içinde Maraş Yörükleri, Dulkadir Türkmenleri taifelerine mensuptur. (Halaçoğlu, 2009: 606)
14.Dudulu: Arşiv kayıtlarında cemaat; “Dudullu, Dudulu” şeklinde geçer. (Türkay, 2001: 289) Ferruhşad Cemaati: Bu Türk cemaati hakkında bir bilgi tespit edemedik.
Gulam ve Çukuralan-ı Gulam Köyleri: Köy adını, Osmanlı arşiv kayıtlarında “Gulamanlı, Gulamanlu”
tabiriyle geçen Yörük Türkmen cemaatinden alıyor. Bu taife, Maraş eyaletinde kayıtlarda geçer. (Türkay, 2001: 327). Dikkat çeken bir husus ise; köyün nüfus kayıtlarında 19.yüzyılda Köleoğlu lakabını taşıyan aileler vardır. (Gulam Köyü/Kavak Nüfus Esas Defteri)
Bu ismin verilmesinde Türk-İslam devletlerinde esir alınan Türk boylarının çocuklarının Gazneliler ve Büyük Selçuklular zamanında merkez ordusuna alınan askerlerin nesillerinin bir devamı olduğu üzerinde de durulabilir.

15.Hacılu: Köy adını Osmanlı arşiv kayıtlarında geçen “Hacılu, Hacılı, Hacılulu, Hacılılı” Yörük Türkmen cemaatinden alıyor (Türkay, 2001: 337-33. Halaçoğlu’nun tespitlerine göre bu cemaat; birçok Türkmen
taifelerinde yer almakta hatta Bayındır, Avşar, Varsak, Yüreğir, Bayad, Kınık, Kayı, Kızık, Eymür, Dodurga
boyları arasındadır (Halaçoğlu, 2009: 968-971).
16.İdrislü: Osmanlı arşiv kayıtlarında “İdris, İdrislü, İdrislü yörüğü” diye geçen Yörük taifesinden adını alır.
(Türkay, 2001:366). Maraş yörükleri taifesi olarak Eymür ve Avşar boyuna, Ulu Yörük taifesi olarak Salur
boyuna, Dulkadirli Türkmenleri olarak Eymür boyuna tabidir. (Halaçoğlu, 2009: 1092-1093)
Kadılu: Bu yerleşim yeri, adını “Kadı, Kadılar, Kadılu” diye geçen yörükan taifesinden alır (Türkay,2001: 385).
Ağcalu kabilesi, Haleb Türkmenleri taifesi olarak Bayad boyuna, Maraş Yörükleri taifesi olarak Avşar
ve Kınık boyuna, Millî taifesi olarak Avşar boyuna tabi bir cemaattir. (Halaçoğlu, 2009: 1164-1165)
17.Kafalaz: Maraş yörükleri arasında bulunan bir Türkmen cemaatidir. (Kozak, 2005: 8.
18.Cemaat-i Karacalu: Köy, buraya yerleşen “Cemaat-i Karacalu” Türkmen cemaatinden adını alır.
Osmanlı arşiv kayıtlarında bu cemaat “Karaca, Karacalu, Karacalar” diye geçer. (Türkay,2001:397). Bu cemaat, Dulkadir oymakları arasında yer alır. Dulkadir oymaklarına mensup teşekküller, Bozok bölgesine yerleşmişler ve ayrıca Sivas’ın güneyinde Yeni-İl’i meydana getirmişlerdir. Daha 16.yüzyıl başlarında bu ele mensup oymakların Ankara bölgesine kadar yerleşmiş oldukları görülüyor. Kayseri ve Kırşehir bölgeleri de bu elin yerleşme sahaları arasındaydı (Sümer, 1999:194-196). Tespitlere göre bu Türkmen cemaati, Türkiye’nin birçok yerine yayılım göstermektedir. Bayındır, Yıva, Varsak, Eymür, Beğdili, Salur, Karkın, Kayı, Kınık, Avşar, Kızık boyları arasında birçok taife arasında yer alır. (Halaçoğlu, 2009: 1264-128
19.Cemaat-i Karantu: Köy, adını buraya yerleşen “Cemaat-i Karantu” Türkmen cemaatinden alır. Köyün en önemli özelliği 16.yy’ın 3.çeyreğinde Canik sancakbeyinin oturduğu köydür. Mühimme kayıtları ise bu durumun bölgenin asayişi ile yakından ilgili olduğunu gösteriyor (Öz, 1999: 36).
20.Cemaat-i Karayusuf: Köy, arşiv belgelerinde “Karayûsuf, Karayûsuflu, Karayûsufoğlu” tabiriyle geçen Yörük Türkmen cemaatinden adını alır. (Türkay, 2001: 419). Bu Türkmen cemaati, Bayad ve Yüreğir Oğuz boyları arasında yer alır. (Halaçoğlu, 2009: 1252)
21.Karga: Arşiv kayıtlarında “Karga, Kargalı, Kargalu” tabiriyle anılan Yörükân taifesinden bu adı alır. Bu cemaat, Selmanlu aşiretine bağlıdır. Selmanlu, Gündeşli taifesinden; Selmanlu-ı kebir, selmanlu-ı sagir cemaati Danişmendli Türkmenleri arasındadır. (Türkay,2001:419), (Halaçoğlu,1997:59-60) İçel yörükleri arasında da yer alır. (Halaçoğlu, 2009: 1321).
22.Karlu: Köy, adını buraya yerleşen Karluk Türkleri’nden alır. Fakat 17.yüzyıl başlarında köyün adı avarız
defterlerinde geçmediğine göre yerli halk burayı terk etmiş olabilir. Karluklar 12.yy’da Maveraunnehir’ de iki kalabalık göçebe topluluk olarak oğuzlarla yaşıyorlardı. Bunlar orta Asyadan buraya sıkıştırmalar yüzünden gelmişlerdi. Yine bu sıkıştırmalar sonucu İran ve Anadolu ya göç ettiler (Söylemez,2007:4). Anadolu’da Karluk, “Karlık, Karlu ve Karlı” adlarını taşıyan köyler 13. yüzyılda Moğol tehlikesi karşısında eski yurtlarını terk edip Anadolu’ya gelen Karluk Türkleri tarafından kurulmuştur (Yakupoğlu, 2004:195). Türkmen etnonimisinde ve toponimisinde Garlık boyunun kendi adı ve oymak adları çok fazladır. (Atanıyazov: 2010: 116)
23.Kavallı: Kavallu, Kaçar oymakları arasında bir obadır. Kaçar oymağı Yukaru-Baş ve Aşağı-baş olmak üzere iki kola ayrıldı. 20.yüzyılda hüküm süren İran şahları da bu oymağa mensuptur. Kaçarlar’ın iki kolu şu obalara ayrılır. Kavallu, Develü, Kikyalu, Dabanlu, Suçanlu, Kerlü, İzzeddinlü. Sümer, Kavallı obasının doğrusunun Kovanlu olacağını bazen “koyunlu” biçiminde yazılsa da buna ihtimal vermediğini belirtir (Sümer,1999:440). İran yazarlarından Said Nasifi’ye göre bir zamanlar Suriye sınırlarına yakın bir yerde bulunan Kaçar Türk boyu 14. ve 15. yüzyıllarda İran’a göç ederek burada yerleşmişlerdir. 1400 yılı başında Şam’a sefer düzenleyen Timur’un ağır baskıları altında ister istemez bir aralık Türkistan’a dönmeye mecbur olmuşlardır. (Caferoğlu, 1988: 6
24.Kayı: Birçok kaynakta Kayı sözcüğünün Reşideddin’e atıfta bulunarak “sağlam-muhkem” gibi anlamlara geldiğinin belirtilmesi üzerinde duran bir etimolojik incelemede Türkçe “kayan” sözcüğüne dikkat çekiliyor.
Lehçe-i Osmanî’de belirtilen “kayan”, “dağlardan şiddetle inen muvakkat sel” demektir. (Ögel, 2000: 329-
330) 1500-1501 tahrir kayıtlarında Kayıların toprak vergisiyle koyun vergisi birbirine karışmışlardır. Ancak
nüfus kayıtlarında sürü sayıları ve önemi gittikçe azalırken, tarım gelirlerini arttırmalarıyla kayı boyu yerleşimde çok başarılı olmuştur (Lindner,2000:149). Köyün adı, Oğuzların (Türkmenlerin) 24 boyundan Bozoklar’a bağlı “Kayı” boyundan gelir. Kayı, Kaşgarlı Mahmud’un eserinde “kayığ” olarak boy listesinde Kınık’tan sonra ikinci sırada; Reşideddin ve Yazıcıoğlu’nun listesinde ise ilk sıradadır. (Sümer,1999:229-231) Reşidedin’in listesinde anlamı “sağlam” iken Yazacıoğlu’nun listesinde “muhkem” olarak belirtilmiştir.(Sümer,1999:230,231) Boy Anadolu’da en çok yayılan Türk boyudur. 16.yy’da 94 köyü vardı. (Sümer,1999:427)
25.Kethüda: Köy adını Osmanlı arşiv kayıtlarında “kethüda, Kethüdalu” tabiriyle anılan Yörük Türkmen cemaatinden alır. Bu cemaat, Bozulus Türkmen aşiretindendir. (Türkay, 2001.437). Maraş yörükleri taifesi arasında Yüreğir boyuna ait olarak da görülür. (Halaçoğlu, 2009: 140 Köseli: Türkay bu cemaatin Bozulus Türkmen aşiretine tabi olduğunu Bozok sancağı dâhilinde Selmanlu-i sagir kazasında bulunan zemheri karyesine iskân olunduğunu örnek vererek gösterir. (Türkay, 2001:465) Selmanlu-i sagir’in Danişmendli Türkmenleri arasında yer aldığını biliyoruz. Böyle söylemekle beraber Halep Türkmenleri içinde yer alan Çepniler arasında “Köseler” oymağının bulunduğunu belirten (Sümer, 1999:327) kusun taifesine mensup Tarsus Türkmenleri içeresinde bu cemaate yer veren (Bilgili, 2001:214) araştırmacılar da bulunuyor. Bunun nedeni; bu cemaatin nüfusunun çok olmasıyla birçok aşiret içine sinmesinden ileri gelebilir. Nitekim Halaçoğlu da tespitlerine göre bu cemaati birçok taife arasında ve Varsak, Kınık, Avşar, Eymür, Bayad, Kayı, Yüreğir Oğuz boyları içerisinde yer aldığını belirtir. (Halaçoğlu, 2009: 1521-1524)
26.Kurşunlu: Köy, adını “Kurşunlu” Yörük taifesinden alır. (Türkay, 2001:473) 1691 yılında Dulkadirli ulusuna bağlı oymakların, Ceyhun nehri üzerindeki Kınık, Berendi ve Ayas kazalarına yerleştirilip daha sonra Zülkadirden ifraz edilip bu oymakların İfraz-ı Zülkadriye ismiyle anıldığını belirten Halaçoğlu, bu gruba tabi oymaklar ve cemaatler arasında Kurşunlu’nun olduğunu da ortaya koyar. (Halaçoğlu,1997:132)
27.Muhsinlü: Köy, Osmanlı kayıtlarında “Muhsinli, Muhsinlü, Muhsinoğlu” tabiriyle anılan Yörük Türkmen cemaatinden alır. (Türkay,2001:505). Eymür ve İğdir Oğuz boyları arasında yer alan bir cemaattir. (Halaçoğlu, 2009: 1690)
28.Muradbeyli: Muradbeğ Cemaati, Döğer boyuna mensuptur. (Halaçoğlu, 2009: 1729)
29.Ozan: Köy, adını Bozulus aşiretine bağlı “Ozanlı, Ozan Ozancılı, Ozancılu, Ozanlar” cemaatinden alıyor. (Türkay, 2001:527) Bu cemaate Tarsus Türkmenleri arasında, (Bilgili, 2001: 381) Salur Oğuz boyu içerisinde de rastlanır. (Halaçoğlu, 2009: 1821)
30.Sofu Cemaati: “Sofu, Sofular” adıyla anılan Türkmen cemaati; Güne Barza cemaatine bağlı Yıva boyu, Kosun taifesi ve Ulaş taifesine bağlı Bayındır boyu, Alatalu taifesine bağlı Dodurga Oğuz boylarına mensuptur. (Halaçoğlu, 2009: 2043)
31.Susuz: Köy, adını coğrafî ve jeolojik yapısından almamıştır. Köy, su sorunu çekmeyen hatta çevresinden bir derenin aktığı yerde kuruludur. Köyün içerisinde hem kuru hem de sulu dereler vardır. Köy adını Osmanlı arşiv kayıtlarında geçen “Susuzlar” Yörük Türkmen cemaatinden alır. (Türkay, 2001:583). TekeTürkmenleri taifesi içerisinde Avşar boyuna tabidir. (Halaçoğlu, 2009:205
32.Sülemiş: 15. ve 16. yüzyıl tahrir defterlerinde “Sülemiş” diye geçen köy, adını buraya yerleşen Osmanlı kayıtlarında “Sülemişli, Sülemişlü, Sülümüşlü” tabiriyle anılan Yörük Türkmen cemaatinden alır. (Türkay,2001:584) Bu cemaat; Döğer ve Avşar Oğuz boyları arasında bulunur. (Halaçoğlu, 2009: 2060-2064)
Şeyhlü ve Şeyhlü(Şıhlı: Bu iki yerleşim yeri de; Köy, adını buraya yerleşen, Osmanlı arşiv belgelerinde “Şeyhler, Şeyhli, Şeyhlü” tabiriyle anılan Yörük Türkmen taifesinden alır. Türkay’a göre bu cemaat, Bozulus aşiretindendir. (Türkay,2001:597-59 Osmanlı arşiv belgelerinde Birçok yerde iskân olan bu cemaatin Dulkadir, Yeni İl, Bozulus Haleb Türkmenleri gibi büyük topluluklar içindeki aynı aşiretlerle bağını kurmak müşküldür. Gündüz’e göre; bunlar Bozulus veya Dulkadir Türkmenleri’nden kopan gruplar olmalıdır. Bu cemaati, Danişmendli Türkmenleri içinde de görüyoruz. Aynı zamanda aşiretin Kızılırmak kenarında Kesikköprü’de iskan edilmiştir. Öte yandan aşiret Ahmedlü, Develi, Kılıçlı, Avşar, Sunkurlu adıyla oymaklara bölündüğü tespit edilmiştir.(Gündüz, 2005:125)
33.Tabaklı: Köy, “Tabağlı, Tabağlu, Tabaklu” diye geçen Yörük Türkmen cemaatinin buraya yerleşmesiyle adını alır. (Türkay, 2001:600). Namraş kabilesi, Dulkadir, Haleb Türkmenleri, Maraş Yörükleri taifesi arasında Bayad boyu içerisinde yer alır. (Halaçoğlu, 2009: 213
34.Tatarmusalu: Kınık boyu içerisindeki Türkmen cemaatidir. (Halaçoğlu, 2009: 2174-2175).
35.Tuman: Köy, adını buraya yerleşen bir Yörük Türkmen cemaatinden alır. Osmanlı kayıtlarında bu cemaat; “Tuman, Tumanlı, Tumanlu, Duman, Dumanlı, Dumanlu, Tumanlar” tabiriyle anılır.(Türkay, s.626) Bu cemaat, Danişmendli aşiretlerinden olan Boynuinceli oymakları (Halaçoğlu, s.75-76) ve Rişvan aşireti (Söylemez, 2007:45) arasında da görülüyor.
36.Turak: Köy, adını kayıtlarda “Turak, Turaklar, Turaklı, Turaklu, Durak, Duraklar, Duraklu, Duraklı, Turakca, Durakca” şeklinde geçen Yörükan Taifesinden alır.(Türkay, 2001:627) Cemaat İfraz-ı Zülkadriye, Mamulu Türkmenleri arasında gösterilir. (Halaçoğlu, 1997:156)
37.Ulaşalan: Tarsus Türkmenleri arasında bulunan bu cemaati, Beğdili Türkmen aşireti içerisinde de görebiliyoruz. Ulaş boyu, Tarsus Türkmenlerini oluşturan 2. boydur. Çukurova haricinde de bu boya mensup teşekküllere rastlanır. Boy adını Türkmen beylerinden Ulaş Bey’den almıştır. Onun adına izafeten Tarsus’un kuzey-batı istikametinde yer alan ve Bulgar Dağı’na kadar uzanan bölgeye de “ulaş yurdu” denmiştir. Osmanlı idarî düzenlemesinde tesis edilen nahiye ve kazaya da bu isim verilmiştir (Bilgili, 2001:171).
38.Zekeriyalu: 5 ve 16. yüzyıl tahrir defterlerinde “Zekeriyyalı, Zekeriyyalu” konargöçer Tahrir defterlerinde “Zekeriyalu” tabiriyle anılan bu yer; adını buraya yerleşen “Zekeriyya” Türkmen cemaatinden alır. (Türkay,2001:669) Bu cemaat İç-il Türkmenlerinde bulunurken; Tarsus Türkmenleri arasında Esenlü boyunun en büyük cemaatlerinden birisidir. Ancak 1543 de 4 cemaate ayrılmıştır (Bilgili, 2001:327-32.


XIX. YY DA KAVAK VE KÖYLERİNİN DURUMU
Osmanlı da 1837 Tarihli Tahrir Defterleri kayıtlarına göre Kavak kazasının; toplam 29 köyü bulunmaktadır. (Osmanlı Nüfus Kayıtlarına Dair Alternatif Bir Kaynak: Defter-i Liva-ı Canik (1837)-M.Yavuz Erler)






Sonuç olarak; Kavak Kazası ise Canik Livasına bağlı olup sahile uzantısı olmayan tek kaza özelliğini elinde tutar.
Kavak merkezini oluşturan Nefs-i Kavak ve Karkı köyü iki mahalleye sahip Müslüman bir yapıya sahiptir. En azından 1837 yılı itibariyle Kavak ve civar köyleri arasında hiçbir Hıristiyan köyüne dair veri olmaması ilgi çeker. O halde Kavak Kazası Türk ve İslam kimliğini sahil kazalarına oranla çok daha önceleri sağlama almış olmalıdır. Özellikle Çakallı yolu üzerinde yer alan Selçuklu dönemine ait Kervansaray bunun yerle yeksan olmuş bir abidesi olarak yıllara inat varlığını sürdürmeye devam etmektedir. Kavak bölgesindeki ulus kimliğinin 1865 Kafkas göçlerine kadar özgünlüğünü koruduğunu iddia etmek yersiz olmayacaktır. Ancak 1837 yılındaki kayıtlarda Seyyid Ali Köyü muhtarı olan Çerkes oğlu Süleyman’ın varlığı münferit kitlelerin göçünü kanıtlar. Kavak köyleri arasında yer alan Kayı,Bayındır, Artuklu ve Tatar Musalu gibi köy adları bir kimlik değerlendirmesi olarak ele alınabilir. Yine de Kavak Kazası köy adlarında sıkça karşımıza çıkan Aslanca ve Kara Aslan gibi bu yöreye ait olmayan bir canlıyı nitelendiren köy adları yöre sakinlerinin ya bu hayvana kafayı bozdukları ya da bu canlının egemen olduğu sahalardan buraya gelen Türkler ya da Arapların olduğu yönünde değerlendirilebilir.
Özellikle Gulam Köyünde Bağdatlı oğlu Osman Efendinin imamlık yapması ve Azaklu köyündeki Arap
olu Emrullah Efendi’nin imam olarak hizmet vermesi Bağdat yöresinden bir grubun Kavak kırsalını
mesken tuttuğu eklinde incelenebilir. Belki de bu Aslan takıntısı bu Irak coğrafyasından çok daha erken
dönemlerde Kavak’a göç etmiştir. Özellikle Kral lakaplı muhtarlarda belki sadece lakapta değil gerçekte
de bilinmeyen bir tarihi kökeni ifade eder.


SAMSUN KAVAK AKBELEN (DAĞNIÇ KÖYÜ VE MAHALLELERİNİN TARİHSEL GEÇMİŞİ VE ETNİK YAPISI



Dağnıç (Akbelen):Anadolu da yaşayan Türkmen boylarının yukarıdaki araştırmalarda kendi yerleşim yerlerine verdikleri isimlere bakılarak Burada Dağnıç köyüne bu ismin verilmesinin iki temel gerekçesi bulunabilir. Birincisi coğrafi bir isim olarak Dağ ve Ormanlık alan, dağ içi, kelimelerinden türetilmiş olabilir. İkincisi Dağnıç Daniş-ment Türk boylarının bu bu bölgeye göç ettiğini düşünürsek Danış-ment kelimesinin baş hecesi olan Danış daha sonra halk ağızıyla daanış ve buradan da Dağnıç ismine dönüşmüş olabilir.

Yukarıda araştırmacıların anlatımları ve Arşiv belgelerinden çıkan veriler temeline bağlı olarak yaşadığımız köyümüzün Tahrir defterlerindeki ilk kaydına 1837( Osmanlı Nüfus Kayıtlarına Dair Alternatif Bir Kaynak: Defter-i Liva-ı Canik (1837)-M.Yavuz Erler ) tarihli belgede karşımıza çıkar. Bu belgeden edindiğimiz bilgiye göre 18.yy. da Dağnıç ve Mahmut Beglu Köyleri çift muhtarlık biçiminde bir yapılanma içindedir. Köyün muhtarları; Mehmet Efendinin Babası Halil,Osman Efendinin Babası Kerim Efendidir. Köyün İmamı ise Sarıcaoğlu Mehmet’tir. Bugünkü Sarıcaoğlu ailelerinin atalarıdır.

Karayusuflu Köyünün İmamı Kırbıyıkoğlu Mustafa Efendinin süreç içinde Mahmutbegli Köyüne ve oradan da Dağnıç Köyü Yirmenoğlu Mahallesine yerleştikleri görülmektedir. Bu ailenin bir bölümünün halen imam ve hatiplik yapmış olması da atalarının bir alışkanlığını sürdürdüklerini gösterir.


Bu etnik temele dayalı şahıs isimlerinden anlaşılacağı üzere Azaklı Köyüne yerleşen Emrullah Efendinin çocuklarının çevre köylere imam olarak görevlendirilmesi olasılığı güçlüdür. Azaklı’da Yirmen adındaki bir ailenin bir kolunun Dağnıç; Yirmenoğlu Mahallesine göç etmesi çevre köyler arasında göç olayının gerçekliğini ortaya çıkarır.


Yirmenoğlu: Yirmen kelimesi büyüklerin ifadesine göre Azaklı yakınlarındaki bir dağa verilen ad. Bu bölgede yaşayan ailenin bir oğlunun bugününkü Dağnıç Köyü Yirmenoğlu Mahellesine geldikleri ve yerleştikleri söylenir. Muhtemelen buraya yerleşen Yirmenoğlu Bağdat bölgesinden gelen Emrullah Efendinin soyundan gelenlerdir. Bu durumda Dulkadir Türkmenlerinin bir kolunun bu bölgenin yerlileri oldukları yargısını doğrular. Ayrıca Yirmen kelimesi Türk folkloründe bir şiirde de geçmektedir.
Dulkadirli Türkmenlerinin menşei konusunda Faruk Sümer tarafından oğuzların bozok koluna bağlı, boy olarak ta bayat boyuna mensup oldukları belirtilmektedir. Dulkadirlileri oluşturan cemaatler genellikle Bayat, Avşar, Beydili boylarından oluşmaktadır.
Dulkadirlilerin daha çok bayat boyundan olduğu kuvvetlenmektedir. Dulkadir boyuna ait ‘’HALVACI GÜZELİ’’adlı masalda geçen bir şiirde ‘’Yirmen’’ kelimesine rastlanır. Burdaki Yirmen kelimesini içeren masaldan bir alıntıyı aynen aktarıyorum:
……… “Gız ne var ağlıyacak.Asimiz yoh , geldiğimiz yoh.Allah oğlan virdi gız virdi.Sen niye ağlıyon?” “Anam , babam ahlıma geldi ağlıyom.”
“Gız senin anan baban var mı?”
“Yohmu,anasız babasızmıydım.Böyle başıma iş geledİ. Anamdan babamdan ayrı galdım.”
“Ee!Köyünüz nire?”
İşte ben yirmen gızım.”
“İyi öyleyse yarından tizi yoh seni anana babana gönderiyim.”
Vezirini düşürüyo yanına.Gendi de bi tabır asker viriyo.Yannarına gatıyo.
“Asker gapıda yatsın siz de uşaglarınan, vezirinen bi çadırda yatın.”Diyo.
Bunnar yola cıhıyollar.Bi gonahlıh yir aldıhtan sonra , vezir gice varıp gıza asılıyo.
“İlle bennen bir olacan.”
“Olmam.”
Olun – olmam , olun –olmam dirkene;
“Amma oğlunu keserim.”
“Kes.Olmam.”

Bu masaldan yola çıkarak Dulkadirli boyuna mensup bir Yirmen cemaati olduğu sonucuna varılıyor. Azaklı Köyüne gelen imam Bağdat kökenli Emrullah Efendi’den önce Yirmen cemaatinin Maraş bölgesinden geldikleri tezini güçlendiriyor. Bu cematin bir koluda Mahallemiz Yirmenoğlu’na göç etmişlerdir. Mahallemizde oturanlar içinde Yirmenoğlu’nun şimdiki torunlarıda büyük olasılıkla Yamanoğulları ailesi olarak yaşamını sürdürmektedirler.

*Boy adları ve duruma göre biçimlenmesi

Köse: Çepni Boyu’na mensup bir oymak.
Köse, Köseli, Köseler, Köseoğlu, Köseoğulları,Kösece/Köseci, Kösecili Karaköse, Kızılköse, Akköse, Gök/Yeşilköse, Sarıköse, Avşarköselisi, Döğerköse Köseömerli, Kösealili, Kösebekirli

Türkiye’de en sık gördüğüm soyadlarından biri de Köse’dir. Tüm Köseler Çepni Boyu’ndan gelmedir.
Verilen soyadlarının Türkmen cemaatleriyle de yakın ilişkisinden yola çıkarak Köseoğlu soyadının Çepni Türklerinden gelme bir isim olduğu ve Türkiye de en yaygın soyadlarından biri olduğu ortaya çıkıyor.
*(Başbakanlık Arşiv Belgelerine göre: Osmanlı İmparatorluğunda Oymak, Aşiret ve Cemaatler”, Tercüman Yay.1979)





Sıralı Köyü: 27 erkek 20 kadın Kafkas doğumludur. Toplamda Kafkas doğumlu 47 kişi bulunmaktadır. Evlilikler Sıralı köyü başta olmak üzere Kavak nahiyesindeki Karlı, Toptepe ile Lâdik, Asarcık, Havza, Vezirköprü, Merzifon ve Zile kazalarındaki Kafkas doğumlu kızlarla yapılmıştır. Kısmen de olsa yakın Türk köyleri Dağnıç ve Divanbaşı gibi köylerdeki kızlarla da evlilikler yapılmıştır. Köyün ailelerinde birinci sırada Menşaoğlu Hacı Beci Bey (1839-1911) bulunmaktadır. Cariyelik statüsünde Sefer Bey’in cariyesi Fatma Hanım (1859-?) vardır. Kölelik statüsünde Puşkan Oğlu Kölesi Puşkuz Ahmed (1861-?) bulunmaktadır.




Kaynakça

Civan Çelik Mehmet Köseoğlu-Canik Sancağına Bağlı Kavak Kazası’na 19. Yüzyılda Vubıh Göçleri , ss.

*Mehmet Köseoğlu - Canik Sancağı Kavak Kazası'na Toponomik Açıdan Bir Bakış , ss.

*Arşiv Belgeleri/Tezler ve Defterler
*387 Numaralı Muhasebe-i Vilayet-i Karaman ve Rum Defteri I-II (937/1530), Tıpkıbasım, 1997, Ankara, Devlet
Arşivleri Genel Müdürlüğü.
*Kozak, Yasin, (2005), V Ve VI Numaralı Maraş Ahkâm Defterlerinde Maraş`a Gönderilen Hükümler, Sütçü İmam
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, K.Maraş.
*Yenigün/Gulam Köyü Nüfus Esas Defteri, Kavak Nüfus Müdürlüğü Arşivi.
Kitaplar
*Altınay, Ahmet Refik, (1989), Anadolu’da Türk Aşiretleri 966-1200, İstanbul, Enderun Kitabevi.
*Atanıyazov, Soltanşa, (2010), Şecere Türkmenin Soy Ağacı, (çev. Seyitnazar Arnazarov, Nergis Biray), İstanbul, Ötüken Neşriyat.
*Bilgili, Ali Sinan, (2001), Osmanlı Döneminde Tarsus Sancağı ve Tarsus Türkmenleri, Ankara: Kültür Bakanlığı Yayınları.
*Caferoğlu, Ahmet, (198, Türk Kavimleri, İstanbul: Enderun Kitabevi,
*Gümüşçü, Osman, (2006), Tarihi Coğrafya, İstanbul: Yeditepe Yayınevi.
*Gündüz, Tufan, (2007), Anadolu’da Türkmen Aşiretleri, İstanbul: Yeditepe Yayınevi.
*Gündüz, Tufan, (2005), XVII. VE XVIII. Yüzyıllarda Danişmendli Türkmenleri, İstanbul: Yeditepe Yayınevi.
*Halaçoğlu, Yusuf, (1997), XVIII. Yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu’nda İskân Siyaseti ve Aşiretlerin Yerleştirilmesi,
Ankara: Türk Tarih Kurumu Yayınları.
*Halaçoğlu, Yusuf, (2009), Anadolu’da Aşiretler, Cemaatler, Oymaklar I-VI (1453-1650), Ankara: Türk Tarih Kurumu Yayınları.
*İlçemiz Kavak, (1997), Komisyon, Ankara: Kavak Kaymakamlığı Yayınları.
*Kaşgarlı Mahmud, (199, Divan-Ü Lugat-İt Türk Tercümesi, (çev. Besim Atalay), Cilt I-II-III, Ankara: Türk Dil Kurumu Yayınları,
*Lındner, Rudi Paul, (2000), Ortaçağ Anadolu’sunda Göçebeler ve Osmanlılar, (Çev. Müfit Günay), İstanbul: İmge Kitabevi
*Ögel, Bahaeddin, (2000), Türk Kültür Tarihine Giriş I-IX, Ankara: Türkiye Kültür Bakanlığı Yayınları.
*Öz, Mehmet, (1999), XV-XVI. Yüzyıllarda Canik Sancağı, Ankara: Türk Tarih Kurumu.
*Öz, Mehmet, (200, Orta Karadeniz Tarihinin Kaynakları VIII, Canik Sancağı Avarız Defterleri (1642), Ankara: Türk Tarih Kurumu.
*Sakin, Orhan, (2006), Anadolu’da Türkmenler Ve Yörükler, İstanbul: Toplumsal Dönüşüm Yayınları.
*Söylemez, Faruk, (2007), Osmanlı Devleti’nde Aşiret Yönetimi Rişvan Aşireti Örneği, İstanbul: Kitabevi Yayınları,
*Sümer, Faruk, (1999), Oğuzlar, İstanbul: Ana Yayıncılık
*Sümer, Faruk, (1999), Türk Devletleri Tarihinde Şahıs Adları, İstanbul: Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı Yayınları.
*Türkay, Cevdet, (2001), Osmanlı İmparatorluğu’nda Oymak, Aşiret Ve Cemaatler, İstanbul: İşaret Yayınları.
Makaleler
*Darkot, Besim, (1997), “Samsun Md.”, İslam Ansiklopedisi, 10.Cilt, 1997, (172-17, Eskişehir: Milli Eğitim Bakanlığı Yayınları.
*Kökten, İ. Kılıç, Tahsin Özgüç, Nimet Özgüç, (1945), “1940 ve 1941 yılında Türk Tarih Kurumu Adına Yapılan Samsun Bölgesi Hakkında İlk Kısa Rapor”, Belleten IX. Ankara, Yıl: 1945, s. 361-400.
*Sümer, Faruk, (1997), “Kayı Mad”, İslam Ansiklopedisi, 6.Cilt, Yıl:1997 (459-462), Eskişehir: Milli Eğitim Bakanlığı Yayınları.
*Yakupoğlu, Cevdet, (2004), Anadolu’da Karluk Türk Boyu Ve İskanı Üzerine, Kastamonu Eğitim Dergisi Mart 2004, Cilt:12 No:1 191-204
Kongre-Sempozyum Bildirileri
*Ayan, Ergin, “Danişmendnamede Samsun”, Geçmişten Geleceğe Samsun, 1. Kitap, Geçmişten Geleceğe Samsun Sempozyumu (4-6 Mayıs 2006 Samsun) Bildirileri, (Haz. Cevdet Yılmaz), ss. 609-622
*Dönmez, Şevket, (199, Sinop-Samsun-Amasya İlleri Yüzey Araştırması, TC Kültür Bakanlığı XVI. Araştırma Sonuçları Toplantısı II, Tarsus, 25-29 Mayıs 1998, (513-536).
*Karaboran, Hilmi, (1984), “Türkiye’de Mevki Adları Üzerine Bir Araştırma” Türk Yer Adları Sempozyumu Bildirileri, Yıl: 1984, (97-14, Ankara.
*Öz, Mehmet, “XV. Yüzyıldan XVII. Yüzyıla Samsun Yöresi”, Geçmişten Geleceğe Samsun, 1. Kitap, Geçmişten Geleceğe Samsun Sempozyumu (4-6 Mayıs 2006, Samsun) Bildirileri, (Haz. Cevdet Yılmaz), ss. 3-29.
*Yıldırım, Dursun, (1984), “Coğrafya’dan Vatan’a Geçiş ve Vatan İle Göç Ediş Problemi”, Türk Yer Adları Sempozyum Bildirileri, Yıl: 1984, s.157-168

Not: Bu yazının büyük bir bölümü http://www.samsunsempozyumu.org/TamMetinBildiriler.Aspx adresinden alınmıştır.

Cevapla:

Nickin:

 Metin rengi:

 Metin büyüklüğü:
Tag leri kapat



Bütün konular: 3
Bütün postalar: 3
Bütün kullanıcılar: 1
Şu anda Online olan (kayıtlı) kullanıcılar: Hiçkimse crying smiley
 
Bugün 1 ziyaretçi (1 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol